Uncategorized

Kağıda Kazınmış Zarafet: Kat’ı

By Nisan 13, 2023Nisan 26th, 2023No Comments

Kağıda Kazınmış Zarafet: Kat’ı

Geleneğin sabırla işlendiği, zarafetiyle göz kamaştıran Kat’ı Türk kitap sanatları içinde özel bir konuma sahiptir. Kat’ı Arapça kökenli bir sözcük olup Osmanlı’da kağıt oyma sanatını nitelemek üzere kullanılır. Aynı dönemde bu sanatı icra edenlere Efşancı denmiştir.

Kağıt oyma sanatına ilişkin ilk bulgular Çin’in Dunhaung şehrinde bulunan Mogao Mağaraları’ndan elde edilmiştir. Mogao Mağaraları’nda bulunan eserlerin geçmişinin V. yüzyıla kadar uzandığı düşünülür. Farklı renklerdeki kağıtların üst üste oturtulmasıyla meydana getirilen bu örnekler Budist tapınakları süslemek için hazırlanmış olup, kağıt oyma tekniğinin bilinen en eski formlarıdır. Temeli Uzakdoğu’da atılan bu sanat zaman içinde Asya’ya yayılmış özellikler İslam’ı benimseyen topluluklar içinde itibar görmüştür.

Sanatın bütün dünyada farklı bir boyuta taşındığı, sosyolojik ve siyasi olarak tümden bir yenileşme olarak tanımlanan XVI. yüzyıl kitap sanatları için de zirve dönemidir. Osmanlı İmparatorluğu’nda Kanuni Sultan Süleyman’ın hüküm sürdüğü bu devirde sanatçılar himaye edilir ve kendilerine sanatlarını icra edebilmeleri için uygun ortam yaratılır. Sultanın teşvikiyle farklı sanat dallarının ustaları Ehl-i Hiref teşkilatı altında, saray nakışhanesinde özgün eserler üretme imkanına sahip olurlar. Kitap sanatlarının bu denli geliştiği süreçte gitgide daha çok sevilir ve kendisine ayrıcalıklı bir değer atfedilir. Hat sanatında yoğun biçimde uygulanan kağıt oymacılığı bitkisel bezemelerde yarattığı müstesna dokuyla göz kamaştırıcı eserleri meydana getirilmesine imkan vermiştir. Efşancı Mehmet Çelebi, Benli Ali Çelebi ve Mehmed bin Gazanfer gibi isimler XVI. yüzyılın önemli Kat’ı ustaları olarak eserleriyle adından söz ettirir. Bu isimlerin eserlerinin birçoğu bugün Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonunda korunmaktadır.

Kat’ı sanatı bütün bu zamanlar içinde yalnızca sarayla sınırlı kalmaz. XVII. yüzyıl hakkında sosyolojik gözlemleriyle bugün bile hayranlık uyandıran Evliya Çelebi’nin notlarında da kağıt oyma sanatının izlerini bulmak olasıdır. Evliya Çelebi’nin aktardığına göre bu sanat sarayla sınırlı kalmamış, saray dışında esnaf olarak da İstanbul’da kağıt oymacılığı gelişmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel zenginliği içinde geleneksel sanatları besleyen bir diğer kol Mevlevi dergahlarıdır. Mevlevi dergahlarında hattatlar, nakkaşlar, alimler yetiştiği gibi birçok efşancı da yetişmiş ve çalışmalarıyla tarihe adını yazdırmıştır.

Lale Devri’nin Naturalist Üslubu

Kat’ı sanatının başat malzemesi olan kağıt XVI. yüzyılda ağırlıklı olarak  İpek Yolu güzergahından getirtilir. Emiciliği oldukça fazla olan bu ham haldeki malzemeler uzun işlemlere tabi tutulur. İlk aşama beyaz ve emici olan kağıdın bitki ve köklerden elde edilen doğal boyalarla renklendirilmesini içerir. Süsen çiçeğinden soğanın dış kabuğuna, hatmiden zerdeçala kadar birçok bitki rengi çıkması için uzun uzun kaynatılır. Elde edilen renkli su geniş bir tekneye boşaltılır ve ardından istenilen tona ulaşıncaya dek birkaç defa bu suya sokulur. Beklenen renk elde edilince kurumaya bırakılır ve tamamen kuruduğunda aharlenir. Güçlendirme ve rahat temizlenme için yapılan ahar işleminde yumurta veya nişasta kullanılır. Pürüzsüz bir satıh elde etmek için ahar yapıldıktan sonra kağıt mührelenir. Renklendirilmiş kağıdı tasarlanan motif dahilinde yapıştırmak üzere nişasta muhallebisi kullanılır. Kağıda nakşedilmiş desenin kesilip ayrılan kısmı “erkek oyma”; bu işlemin ardından içi boş kalan bölüme de “dişi oyma” şeklinde tanımlanır.

Lale Devri’nde Avrupa ile etkileşimin artmasıyla bütün sanat dallarına yansıyan batılı üsluplar kağıt oymadaki yaklaşımlara da yeni bir yön verir. Naturalist üslupta yapılmış çiçekler, bahar dalları, buketler desen repertuarına girer. Çiçeğin ve bitkinin tabiattaki haliyle sanatkarlar tarafından tasvir edildiği bu dönemde “Şukufe” denilen yeni bir üslup doğar. Böylece Kat’ı tekniğiyle hazırlanan eserler daha gerçekçi algılanmaya başlayarak kitap sayfalarından taşıp müstakil eserler olarak da yapılır. Üçüncü boyut etkisinin arttığı bu düzenlemelerde sadece kağıtla yetinilmez kurumuş çiçek gibi organik malzemeler de kompozisyona dahil edilir.

XVIII.  yüzyılın sonundan itibaren sosyal ve kültürel olarak bütün dünyayı etkisi altına alan değişim rüzgarı kitap sanatlarına olan ilgiyi de dönüştürür. Kağıt ve deri oymacılılığıyla yükselen, eşsiz bezemelerle kendini var eden sanat geleneğinden yavaş yavaş uzaklaşılır. XX. yüzyıla gelindiğinde kat’ının uygulama alanının son derece azalması dikkat çekicidir. Öyle ki bu dönemde yazı ve resim sanatının kesiştiği az sayıdaki hat levhaları dışında uygulanmamıştır. Kat’ı sanatı günümüzde az sayıda sanatçının ve akademisyenin çalışmalarıyla varlığını sürdürmektedir.

Aslı Bora
Kalyon Kültür Sanat Yönetmeni

kalyon kultur

Author kalyon kultur

More posts by kalyon kultur

Leave a Reply

Eşsiz Mimarisi ve Etkinlikleri İle Nişantaşı’nın Gözbebeği: Kalyon Kültür

Tarih boyunca birçok medeniyete kucak açmış olan Anadolu, sahip olduğu kadim geçmişin eşsiz izlerini günümüze kadar muhafaza etmeyi başarmıştır. Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren, medeniyetlerin köprüsü olan İstanbul; tarihin sanat ile bir araya geldiği en önemli kentlerinden biri olarak tanınmaktadır. Aynı zamanda sayısız kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan kent, çok sayıda önemli müze ve sergi barındırmaktadır.

İstanbul’un güzide semtlerinden biri olan Nişantaşı’nda bulunan Kalyon Kültür, tarihin ve mimari değerlerin korunduğu Taş Konak’ta faaliyet göstermektedir. Nişantaşı kültür sanat etkinlikleri içerisinde adından sıkça söz ettiren Kalyon Kültür, hem geleneksel sanathem de modern sanatalanlarında önemli çalışmalara ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda tarihi Taş Konak’ın eşsiz dokusu eşliğinde pek çok ücretsiz sergietkinliği de sanat severlere sunulmaktadır.

Kalyon Kültür, meraklıları için sık sık dijital sergi etkinlikleri gerçekleştirilmektedir.

Farklı coğrafya ve kültürlerin bir araya getirildiği birçok eser,sanata değer veren ziyaretçilere özenle sunulmaktadır. Kalyon Kültür ailesinin başlıca hedefi ise geçmişten günümüze aktarılan kültürel ve sanatsal değerler ile günümüz sanatının birleştirildiği toplumsal buluşma çatısı altında yaşamını sürdürmektir.

Kalyon Kültür ve Her Yaşa Hitap Eden Atölye Çalışmaları

2020 senesinden beri birçok etkinlik için ev sahipliği yapan Kalyon Kültür, her yaş grubuna uygun olan atölye çalışmaları ile de dikkat çekmeyi başarmaktadır. Bu atölye çalışmaları ile hem kültürel hem de sanatsal üretimin yaşatılması ve desteklenmesi amaçlanmaktadır. Kalyon Kültür bünyesinde gerçekleştirilen sanatsal atölye çalışmalarını kısaca şöyle sıralamak mümkündür:

  • %100 İstanbul Tasarım Atölyesi,
  • Yetişkin Yaratıcı Drama Atölyesi,
  • Çocuk Drama Atölyesi,
  • Biyomimikri,
  • “Kendimizi Akort Ediyoruz” Müzik Atölyesi,
  • Plantbox Kokedama Yapımı Atölyesi,
  • Karikatür Atölyesi,
  • “Dünya Çocukları” Veli-Çocuk Atölyesi,
  • Antik Tohumlar, Doğal Tarım ve Tohum Topları Atölyesi,
  • Söz ve Göz Fotoğraf Atölyesi,
  • Sukulent Aranjmanı Atölyesi,
  • Kusursuz Yalan Öykü Atölyesi,
  • Mühür Atölyesi,
  • Mandala Atölyesi,
  • Çocuklar İçin Uzun Dönem Tasarım Atölyeleri,
  • Plantbox Teraryum Yapım Atölyesi,
  • Çocuk Dans Atölyesi,
  • Beden Perküsyonu Ritim Atölyesi,
  • Dans atölyeleridir.

Atölye etkinlikleri ile hem yetişkinler hem de çocuklara yönelik olan sanatsal eğitim ve gelişim çalışmaları yapılmaktadır. Böylece sanata ve kültürel değerlere yönelim sağlanmakta; her yaştan birey yeteneklerini ve yaratıcılıklarını keşfetme imkanı bulmaktadır.

Osmanlı Dönemi Koleksiyonu ile Kalyon Kültür: Kuytu

Türk tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Osmanlı kültürü, günümüz dünyasına genel olarak Batı ressamlarının eserleri ile yansıtılmaktadır. Ancak Yusuf İyilik koleksiyonunda yer alan Osmanlı dönemi çanta, pabuç, muska, gerdanlık, şapka, opera dürbünü gibi 1200’den fazla eser Kuytu sergisi ile meraklılarıyla buluşmaktadır. Serginin küratörlüğünü ise Meyçem Ezengin üstlenmektedir.

Kalyon Kültür ev sahipliğinde düzenlenen ve hayli zengin bir koleksiyon olan Kuytu, Osmanlı kadını moda anlayışına dair oldukça çarpıcı eserler barındırmaktadır. Ayrıca döneme ait sayısız etnografik eser ve resim de ziyaretçilerin hayranlığını kazanmayı başarmaktadır. 09 Mart-30 Haziran 2023 tarihleri arasında açık olan sergi, Nişantaşı müze etkinlikleri arasında öne çıkmaktadır.

Kalyon Kültür Ev Sahipliğinde Düzenlenen Etkinlikler

Kalyon Kültür’de tarihin izlerini taşıyan geleneksel sanateserlerinin yanı sıra günümüz sanatçılarına ait modern sanateserleri de sergilenmektedir. Aynı zamanda yalnızca ülkemizden değil; Dünya’nın farklı bölgelerinden modern dönem sanatçılarına ait eserler de sanatseverlerle buluşturulmaktadır. Türk fotoğraf sanatçısı Ahmet Polat, Londra’da çalışmalarını sürdüren Türk-Kıbrıs kökenli sanatçı Mustafa Hulusi, görsel sanatların dünyaca önemli ismi olan Jonathan Monaghan, İngiliz sanatçılar olan Anna Ridler ve Mat Collishaw, Kanadalı François Quévillon, bir diğer Amerikalı sanatçı olan Clement Valla gibi birçok önemli ismin eserleri Kalyon Kültür’de sergilenmiştir. Taş Konak’ın kültürel atmosferinde günümüze dek gerçekleştirilmiş olan diğer etkinlikler ise şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Ahmet Polat - Kökler Fotoğraf Sergisi (01 Mart 2020 - 28 Ekim 2020),
  • Bir De Burdan Bak Fotoğraf Sergisi (30 Ekim 2020 - 05 Mayıs 2021),
  • Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler Sergisi (10 Haziran - 18 Eylül 2021),
  • LIA Hayatı Kodlamak (01 Ekim - 25 Aralık 2021),
  • Flora Dijital Sanat Sergisi (19 Ocak 2022 - 28 Mayıs 2022),
  • Jonathan Monaghan - ŞAŞAA Dijital Sanat Sergisi (09 Haziran - 27 Ağustos 2022),
  • İnsan Eli Değmiş Karma Sergisi (17 Eylül-17 Aralık 2022),
  • İleri Dönüşüm Sergisi (05 Ocak - 05 Şubat 2023)’dir.

Kalyon Kültür’de sanatseverlere sunulan sergi etkinliklerinin yanı sıra çeşitli söyleşi ve seminerler de yapılmaktadır. Bireylerin sanat ufuklarının gelişmesine ve paylaşımlarda bulunabilmesine imkan sağlayan etkinlikler ise şu şekilde örneklendirilebilmektedir:

  • Çağdaş Fotoğraf Sanatına Giriş,
  • Sanat Tarihinin Modaya Yön Veren Kadınları,
  • Doğru Nefesle Dönüşüm ve Nefesle Stres Yönetimi,
  • Belgesel Fotoğrafçılığında İnsan Tasviri,
  • Fotoğrafta Etik,
  • Fotoğrafın Sonu Mu?,
  • Sürdürülebilir Mimarlık ve Sürdüremediklerimiz,
  • Konseptten Sekansa, Fotoğraf Kitaplarını Keşfetmek,
  • Kameradan Görünen İstanbul,
  • Soğuk Savaş Döneminde Caz,
  • Yazılı - Çizili Caz,
  • Jazz Poetry,
  • Hep Böyle Asena Akan & Tanju Eren,
  • Orhan Cem Çetin Konuşma,
  • İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali,
  • Volkan Kızıltunç Konuşma,
  • Yeryüzü / Terrafirma,
  • Blokzincir ve NFT Marketleri Üzerinde Dinamik Jeneratif Sanat Eserlerinin Geleceği,
  • Bıçak Sırtı, Tekinsiz, ve Belki Biraz da Afallatıcı Bir Taşkınlık Projesi Alper Maral,
  • 23 Nisan Aktiviteleri,
  • İki Savaş Arası Caz,
  • Çocuklar ve Sanat (Eğitimi) Üzerine Farklı bir Bakış “Sanat, Yaratıcılık, Yetenek ve Çocuklar”,
  • Miracles by BAŞAR ÜNDER,
  • Suzan Pektaş Çevrimiçi Sanatçı Söyleşisi.
  • Scarlett Hooft Graafland & Osman Nuri İyem Sanatçı Söyleşisi,
  • Sinemanın Maestrosu: Ennio Morricone,
  • Burak Sülünbaz,
  • Arif Mardin,
  • “Ağabeyim Orhan Veli” Kitap Tanıtım Etkinliği ve Sohbet,
  • Teknolojik Sanat Eserlerinin Korunması Seminer Dizisi,
  • Haliç’te 16. Contemporary Istanbul kapsamında LIA’nın “9 Suns” yerleştirmesi,
  • Dünya Caz Günü Kutlaması Serzenişi,
  • Serdar Kökçeoğlu,
  • Rosa Munoz, 212 Photography Festivali Sanatçı Konuşması,

Geleneksel ve modern sanatın buluştuğu Kalyon Kültür, tarih ve kültürün adeta bir arada yaşatıldığı Tarihi Taş Konak’ta pek çok etkinliği sanatseverlerle buluşturmaya devam etmektedir. Sanat ve kültürün paylaşılarak sonraki kuşaklara aktarılabilmesi, Kalyon Kültür’ün vizyonunun önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Tarihi Taş Konak

Kalyon Kültür adı altında 2020 yılından bu yana kültür sanatetkinliklerine ev sahipliği yapan Tarihi Taş Konak, II. Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. 1889 yılında Mehmet Raif Paşa’ya tahsis edilerek bugünkü ismi olan Köse Mehmet Raif Paşa Konağı adını almıştır. Mehmet Raif Paşa, (1836-1911) Osmanlı tarihinin son dönemlerinde önemli görevler almış bir devlet adamıdır.

Mehmet Raif Paşa’nın şair olan kızı İhsan Raif Hanım (1877-1926), hayatının bazı dönemlerini Taş Konak’ta geçirmiştir. İnşa edildiği günden bu yana Tarihi Taş Konak; şiiri, edebiyatı ve sanatı adeta yapısında barındırmaktadır. Kalyon Kültür’ün tarihe, sanatsal değerleri koruma ve yaşatma bilincine olan bağlılığı ile günümüzde de bu dokusunu korumaya devam etmektedir.

Köse Mehmet Raif Paşa Konağı olarak da adlandırılan Taş Konak, mimari olarak barok özelliğe sahiptir. Konağın dış cephesinde Neo-Gotik ögeler bulunmaktadır. Kalyon Kültür tarafından konağın arka bahçesine cam kış bahçesi eklenmesi dışında hiçbir restorasyon çalışması gerçekleştirilmemiştir.

Konağın iç dekorasyonu üç farklı döneme ait izler taşımaktadır. İlk dönem, konağın inşası sırasında yapılmış uygulamaların yer aldığı dönemdir. İkinci dönem ise ikinci katının yapıldığı dönem olarak kayda geçmektedir. Bu döneme ait birinci salon duvarında raspalama ile sıva üzerine uygulanan kalem işi süslemelerin yanı sıra, ikinci katta yer alan iki salon ve koridor tavanlarında yapılmış tuval üzeri kalem işi süslemeler göze çarpmaktadır.

Taş Konak, üçüncü ve son dönemde kapsamlı tamirat çalışmaları geçirmiştir. Bu çalışmalar ile zemin katta bulunan süslemeli odalar ile birinci kattaki süslemeli büyük salonun dekorasyonu değiştirilmiştir. Bu odalar ve büyük salonda varaklı alçı kabartma tekniği uygulanmıştır. Bununla birlikte, zemin kat süslemeli odaları ile ikinci katta yer alan birinci salon duvarlarına uygulanmış özgün kalem işi süslemelerin kapatıldığı görülmektedir.

Taş Konak’ın İç dekorasyonunda görülen duvar resimleri, ayrı bir değer ve öneme sahiptir. Duvar resimleri geleneği, Lale Devri’nden itibaren değişim göstermeye başlamıştır. Bu nedenle Osmanlı sanatı, 19. yüzyılda doğa ve manzara tasvirleri ile çeşitlenmektedir. Taş Konak’ın ikinci katında yer alan birinci salon tavanında, dönemin örnekleri arasında yer alan İstanbul manzarası resimleri bulunmaktadır. Yapının mimari süslemelerinde ise, Lale Devri ile başlamış olan değişimin de etkisi ile Avrupa’dan taşınan Rokoko, Ampir, Barok, Neo-Gotik ve Neo-Klasik eklentiler görülebilmektedir.

Tarihin ve kültürün bir simgesi olan Taş Konak’ın sanatsal ruhu, Kalyon Kültür ismi ve misyonu ile yaşatılmaya devam etmekte; gelecek nesillere aktarılması amaçlanmaktadır. Kalyon Kültür ailesi ise bu kapsamda attığı inovatif adımlar ile ön plana çıkmayı başarmaktadır.