Latife Tekin’in bu cümlelerinden ilhamla yola çıkan Misi’nin Florası, Fulya Çetin’in Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen genç sanatçılarla Bursa’nın Misi köyünde dört mevsim boyunca yürütmeyi planladığı bir konuk sanatçı projesiydi.
İstanbul, İzmir, Mardin-Diyarbakır ve Bursa’dan, ekoloji üzerine düşünüp üretmiş, bitkileri incelemiş, bitkisel boyalarla çalışmış, doğadan dokular toplamış, kısacası doğayı kendine mesele etmiş dörder genç sanatçı, sanat öğrencisi ya da yeni mezun 1-2 hafta arasında Misi’de yaşayacak, farklı disiplinlerde üretecek ve programın sonunda gelişecek ortak bir dil doğrultusunda, bu üretimler sergilenecekti.
Bugün herkes evinde. Evin -de hali bu. Ev hem hücre, hem dünya şimdilerde. Dünya evin içinde. Farklı şehirlerde, bambaşka manzaralardaki evlerde üretim devam ediyor. Sergilemenin mekansal sınırları ve temaların kavramsal kaygılarıyla değil de, bu sefer sadece iyi hissetmek için yapılan bir üretim bu. Misi’nin florasından gelecek ilham, yerini evin tuhaf evrenine bırakıyor. Buranın bize esrarengiz gelen, tanıdık olmayan bir florası ve faunası yok. Çoğu şeyi planlayarak bir araya getirdik.
Aslında çok iyi tanıdığımız ama bir süredir ihmal ettiğimiz bir yakınımıza benzeyen odaları, duvarları, dolapları, çekmeceleri ve bütün içindekilerle zamanın çok da hakim olmadığımız bir ritminde, konuşmaya başlıyoruz evde. Mırıldanır gibi. Kulağımıza en yakın ağız yine kendimizinki. İşte Evin -de hali kendi kendine konuşmanın mütevaziliğinde, samimi bir günce niteliğinde. İşbirlikleri için Fulya Çetin’e, Nilüfer Belediyesi’ne ve katılan genç sanatçılara teşekkürlerimizle…